11 Ekim 2011 Salı

 Belleğin Yapısı ve Çalışması:
Bellek bilgisayarı oluşturan 3 ana bileşenden biridir. (merkezi işlem birimi – bellek – giriş/çıkış aygıtları). İşlemcinin çalıştırdığı programlar ve programa ait bilgiler bellek üzerinde saklanır. Bellek geçici bir depolama alanıdır. Bellek üzerindeki bilgiler güç kesildiği anda kaybolurlar. Bu nedenle bilgisayarlarda programları daha uzun süreli ve kalıcı olarak saklamak için farklı birimler (sabit disk - CD - DVD) mevcuttur.
Belleğe genellikle random access memory (rastgele erişimli bellek) ifadesinin kısaltması olan RAM adı verilir. Bu ad bellekte bir konuma rastgele ve hızlı bir şekilde erişebildiğimiz için verilmiştir. RAMde sadece işlemcide çalışan program parçaları tutulur ve elektrik kesildiği anda RAMdeki bilgiler silinir. Bilgilerin kalıcı olarak saklandığı yer teker(disk)’dir. 
RAM Bellekler:
Rastgele erişimli hafıza (İngilizce: Random Access Memory, RAMmikroişlemcili sistemlerde kullanılan bir tür veri deposudur. Buna karşın diğer hafıza aygıtları (manyetik kasetler, diskler) saklama ortamındaki verilere önceden belirlenen bir sırada ulaşabilmektedir, çünkü mekanik tasarımları ancak buna izin vermektedir.
256 MB'lık DDR400 RAM
Bir RAM yongasında her hangi farklı iki veriye ulaşmak için aşağı yukarı aynı süre harcanmaktadır. Buna karşılık disk ve benzerleri okunan verinin başı bulunan noktaya yakınsa az zaman, uzaksa çok zaman harcamakta ve baş konumu sürekli yer değiştirmektedir.
RAM, genellikle bilgisayardaki ana hafıza ya da birincil depo; yükleme, gösterme, uygulamaları yönlendirme ve veri için çalışma alanı olarak düşünülür. Bu tip RAM genelde tümleşik devre biçimindedir. Yaygın olarak hafıza çubuğu veya RAM çubuğu isimleriyle anılır çünkü devre kartı üzerine, küçük devreler halinde, plastik paketleme yardımıyla birkaç sakız paketi boyutundadır. Çoğu kişisel bilgisayarda RAM eklemek veya değiştirmek için yuva bulunur.
Çoğu RAM hem yazılıp hem okunabilir. Bu yüzden RAM sık sık "okunan-yazılan hafıza" ismiyle yer değiştirmiştir. Bu bağlamda RAM, ROM'un tersi, daha doğrusu sıralı ulaşılabilir hafızanın tersi olarak kabul edilir. RAM bellekler genelde (2²) byte şeklinde paketlenmiş olarak piyasada bulunur.
ROM Bellekler:
Sadece okunabilir bellek (İngilizceRead-only Memory, ROM). ROM, bilgisayarlarda ve diğer elektronik aletlerde kullanılan bir depolama birimidir. RAM gibi yazılıp silinebilen bir depolama birimi değildir. ROM içeriği sadece üretim anında yazılır. Kullanıcının kendi isteği doğrultusunda programlanamaz.
Yazılımı: Elektrikle değiştirilebilir ROM bu tür için, yazma hızı her zaman çok hızlı okuma ise daha yavaştır. ve olağanüstü yüksek voltaj, sinyalleri etkinleştirmek yazmak uygulamak için jumper fişlerinin hareketi ve / komut kodları kilidini özel kilit gerekebilir. Modern NAND Flash (ihtiyaç) bellek hücrelerinin büyük bloklar aynı anda yazılı izin vererek, 15 MB / s gibi yüksek hızlarda (veya 70 ns / bit) ile, herhangi bir yeniden yazılabilir ROM teknolojisi yazma hızı en yükseğe ulaştırır.
Okunma hızı: RAM ve ROM hızlarının kıyası zaman içinde çeşitlilik göstermesine rağmen,2007 itibariyle büyük RAM çipleri birçok ROM'dan daha hızlı okunmaktadır.Bu nedenle (ve standart erişime izin vermek için) ROM içeriği bazen RAM'e kopyalanır yada ilk kullanımdan önce geçici olarak saklanır ve daha sonra RAM tarafından okunur.
Dayanıklılık ve Veri Saklama: Yeniden yazılabilir ROM ancak belli bir yazma sayısına kadar dayanıklıdır çünkü elektronların serbest transistör geçişi üzerindeki elektrik izolasyon katmanının içinden geçmesiyle yazma işi gerçekleşir.Her geçiş izolasyon katmanında belli bir hasara neden olur.İzolasyon katmanında kalıcı bir hasar olmadan önce ROM döngüsünü tamamlar.İlk çıkan EAROMlarda bu sınır 1.000(bin) yazma işlemiyle sınırlıyken modern Flash EEPROMlarda dayanıklılık 1.000.000(bir milyon)'a kadar ulaşmıştır.Yine de bu sınırsız sayıda yazma işlemi anlamına gelmemektedir.Bu dayanıklılık sınırı ve bit başına düşen yüksek değer gösteriyor ki yakın gelecekte flash tabanlı belleklerin manyetik disk sürücüleri tamamen yerinden etmesi pek mümkün değildir.
Tam olarak okunabilen ROM'un üzerindeki zaman aralığı yazma döngüsüyle sınırlı değildir. EPROM, EAROM, EEPROM, ve Flash'ın veri saklaması, hafıza hücre transistörlerinden sızan dalgalı geçişler tarafından sınırlandırılabilir. Bu sızıntı yüksek sıcaklık yada radyasyon tarafından hızlandırılabilir. Gizlenmiş ROMlar ve fuse/antifuse PROMlar bundan etkilenmezler, onların veri saklaması fiziksel etkilerden ziyade dahili devrenin elektriksel kalıcılığına bağlıdır.
Tarihçesi: En basit yapılı transistörlü ROM, transistörün kendisi kadar eski bir tarihe sahiptir. Bileşimli mantıksal kapılar, m-bit veri çıktısının isteğe bağlı değerleri üzerine n-bit adres girdisi planı oluşturmak için elle birleştirilebilir. ROM, entegre devrelerin icadıyla Mask ROM'a haline gelmiştir.
Bellek Seçimi:
 Genelde daha fazla performans içindaha fazla RAM gerekmektedir.
Özellikle birden fazla program açıkken genel sistem yavaşlığı ve  
aĢırı sabit disk kullanımı veya “disk thrashing”
dir.Ram yetersiz olduğunda sabit diske daha çok 
başvurulduğundan sabit disk daha çok çalıĢıp ses üretir,
 buna disk trashing denir.


Anakartın RAM türü ve kapasitesine göre desteklediği RAM hızları neler,
 önerilenmarka ve modeller (QVL) listesi var mı, kaç adet RAM modülü
 takılabiliyor ve kaçı boş durumda;
RAM boyutu önerilen düzeyde mi ve PageFile kullanımı uygulamalar açık
 vekapalı olması durumunda nasıl değişiyor?”
 gibi soruların cevapları bize uygun RAM seçimi için yol gösterecektir.

Bellek Montajı:
Bilgisayarda bulunan chipler düşük voltajla çalıştığı için insan vücudundaki 
statik elektrikten zarar görme ihtimali vardır. Bunun için elektrostatik deĢarj yapılmalıdır.
 RAM’lar yuvalarına yerleĢtirilip bastırılınca yandaki kilitler çentiklere denk gelerek çıkmasını 
engelleyecektir. Masaüstü bilgisayarda ram modülleri dik olarak yerleştirilirken
 dizüstü bilgisayarlarda yatay olarak yerleştirilir.


4 Ekim 2011 Salı

Bilgisayar Tarihçesi

Bilgisayar Tarihçesi
Bilgisayar, en basit bakış açısıyla bir matematiksel işlemci, yani hesap aracıdır. Aslında aygıtın yaptığı işlem; bilgileri saymak değil, işlemektir.

Bazı kaynaklarda basit hesap makinesi olan boncuk dizini (abaküs), ilk bilgisayar olarak tanımlanmaktadır.

Abaküs
Geçmişi yaklaşık 2000 yıl öncesine dayanmaktadır. 1642 yılında Blaise Pascal (Fransa) tarafından yapılan hesap makinesine her ne kadar "dijital" (sayısal) dendiyse de bugünkü anlamda (LCD) dijital kavramından çok uzaktı. Kaba tuşlarla sayı girişi yapılarak toplama ve çıkarma dışında bir işlem yapılamıyordu.

1671'de Gottfreid Wilhelm von Leibniz (Almanya) tarafından tasarlanan gelişmiş hesap makinesi, ancak 1694 yılında hayata geçirilebilmiş olup, özel dişliler aracılığıyla dört işlemi yapabiliyordu. Ancak Pascal ve Leibniz tarafından yapılan bu aygıtlar yaygın kullanım alanı bulamamışlardır.

Ticari anlamda kullanılabilen ilk mekanik hesap makinesi 1820 yılında Charles Xavier Thomas tarafından yapılmıştır. Charles Babbage ise, uzun araştırmalar ve birkaç denemeden sonra buharla çalışan otomatik hesap makinesini 1823 yılında yapmıştır. Bu alanda ilk büyük gelişme; 1890'da Hermann Hollerith (ABD) tarafından yapılan ve delikli kart sistemiyle veri girişi yapılan bilgisayar olmuştur. Bu sistemde işlem hızının artması ve hataların azalması büyük bir ilerleme sayılmıştır. Asıl büyük ilerlemenin öncesini Howard Hathaway Aiken1937'deMark 1 adını verdiği bilgisayarda yarı elektronik devreler kullanmakla yapmıştır. Mark 1'de delikli kart sistemiyle çalışmasına karşın; daha önceki benzerlerinden farklı olarak, logaritma ve trigonometri fonksiyonlarını da yapabilmekteydi. Yavaş olduğu halde, tam otomatik olarak çalışması ve uzun işlemleri çözebilmesi ona büyük avantaj sağlıyordu.

İlk bilgisayar Eniac
II. Dünya Savaşı sürecinde, ordunun daha hızlı bilgisayarlara gereksinim duyması, bilgisayar tarihinde bir devrim yaratan ENIAC'ın yapılmasına yol açmıştır. ENIACJ. Presper Eckert ve John W. Mauchlyekibiyle 1945 yılında yapıldı. En büyük özelliği; elektron tüpleri (bugünkü çiplerin atası) ve RAM(Random access memory) bellek kullanılması olmuştur. Tasarlanmış programları çalıştırabilme özelliğiyle ENIAC, geniş bir ev kadar (167 metrekare) yer kaplıyor ve saatte yaklaşık 180 kW elektrik harcıyordu. ENIAC'ın ardından kısa ömürlü olan ve DEVAC adı verilen bilgisayar ve, ticari anlamda satışa sunulan ilk bilgisayar olan UNIVAC'ın yapılması, 1952 yılına dek uzanmıştır.

İlk ticari bilgisayar Univac
1960'lı yıllardan sonra elektron tüplerinin yerini önce transistörler, daha sonra da yüzlerce transistörün birleşimi olarak tarif edilebilecek entegre devreler yer almıştır. Bugün bilgisayar teknolojisinde kullanılan mikroçipler ise, bir çok entegre devrenin birleşip küçültülmüş halidir.

Kişisel bilgisayar
Bilgisayarların çalışma prensibi; matematiksel işlem temeline dayanır. Çeşitli programlama dilleri ile hazırlanmış olan yazılımlar sayesinde, bir çok alanda kullanılabilmektedir. İnternetin insan hayatına girip yaygınlaşmasıyla bilgisayarın önemi daha da artmıştır. Güncel bilgisayarlar kişiselleşerek Personal Computer (PC) adını alarak, cebe sığacak kadar küçülmüş ve hızları büyük aşamalar kaydetmiştir. Gelişen teknolojiyle birlikte Bilgisayar fiyatları da giderek düşmektedir.....