27 Aralık 2011 Salı

DIŞ DONANIM BİRİMİNDE DİSK SÜRÜCÜLERİ
5.1. Hafıza Kartları
Hafıza kartları flash bellekler gibi verileri kalıcı olarak depolayan kullanımı kolay ve taşınabilir hafıza birimleridir. Cep telefonları, bilgisayarlar, dijital fotoğraf makineleri, kameralar, müzik setleri, mp3 çalarlar gibi birçok dijital cihazda kullanılır. Yeni model dizüstü bilgisayarlar birçok tür hafıza kartına destek veren okuyucu yuvalarına sahipken benzer şekilde yeni model yazıcılar da bu kart okuyucu yuvalarla birlikte üretilmektedir. Böylece kartınızı örneğin telefonunuzdan ya da cep bilgisayarınızdan çıkarıp yazıcıya takarak hemen kâğıda baskı yapabilmektesiniz.

Flash bellekler ile hafıza kartlarının, hafıza yapıları aynıdır. Hafıza kartları kendi aralarında arayüz (SD,MMC…), hız, paket, güvenlik ve kapasite farkları bulunmaktadır.


5.1.1. Hafıza Kartı Çeşitleri
Tüm kart çeşitleri temelde flash hafıza yapısını kullanır. Aralarında paket, pin ve veri güvenliği tekniği açısından farklılıklar bulunmaktadır. Temelde aynı işi görmelerine ve aynı yapıya sahip olmalarına rağmen günümüzde birçok çeşit hafıza kartı vardır. Her bir kart çeşidinin arkasında bir veya daha fazla firma vardır. Her bir kart çeşidinin büyüklü küçüklü paketlere sahip çeşitli versiyonları vardır. Bu versiyonlar donanım biriminin büyüklüğüne göre uyumlu olmanın gereğidir. Hafıza kartlarının başlıcaları aşağıdaki gibidir:
 MS (Memory Stick)
Memory Stick’e, patentli bir marka olduğundan sadece markalı ürünlerde rastlanmaktadır.
Memory Stick taşınabilir bir bellek kartı formatıdır. Küçük ve hafif bir yapıya sahip olan Memory Stick kartlar, dijital ürünlerle birlikte veya adaptör ve kart okuyucu ile kullanılabilir.
Memory Stick versiyonları Memory StickPro, Memory StickPro-HG, MemoryStic Micro (M2) ve Memory Stick olarak karşımıza çıkar. Bu kartlar dijital kameralar, dizüstü bilgisayarlar, PDA’lar, cep telefonları, dijital müzik oynatıcılar, playstation oyun konsolları gibi başka elektronik cihazlarda da bellek çözümü olarak kulanılmaktadır.


MMC (multimedia card)
MMC (multi media card), sayısal depolama aygıtıdır. Hafıza kapasiteleri 2 MB ile 4GB arasındadır. Veri aktarım hızı 2,5Mb/sn.dir. MMC’ler en yaygın olarak dijital kameralar, Mp3 oynatıcılar ve cep telefonlarında kullanılmaktadır. MMC, RS-MMC, MMCmobile, MMCplus, MMCmicro çeşitleri vardır.



SD (secure digital card)
MMC kart yapısını temel alır. Secure digital ismi, donanımsal olarak içerdiği “digital rights management” (DRM) fonksiyonundan ileri gelmektedir. İçindeki, kullanıcı tarafından görülemeyen bir hafıza alanı, yasal olmayan dosyaların kullanımını engellemek için ayrılmıştır. Genellikle dijital kameralar, mp3 çalıcılar ve PDA, pek çok alan için SD karta ihtiyaç duymaktadır. SD kart kullanabilen cihazlar çoğunlukla “multimedia card” kullanabilir. Çünkü ölçüleri, biraz ince olmasının dışında aynıdır. Fakat multimedia card için üretilmiş aygıtlar yuvanın daha ince olmasından dolayı genellikle SD kartlar ile uyumlu değildir.
Karşımıza SD, miniSD ve microSD olarak çıkmaktadır. 4GB kapasiteye kadar standart SD ve 32 GB’a kadar SDHC (secure digital high capacity) modelleri vardır. SDHC ye ait 3 sınıf vardır. Bunlar; Sınıf 2=2 MB/sn., Sınıf 4=4 MB/sn. ve Sınıf 6=6 MB/sn. parametrelerine sahiptir.


CF (CompactFlash)
Bir flash bellek çeşididir. Üzerinde kendi kontrolcüsü bulunduğundan, performansı üreticisine göre değişir. Yüzeysel olarak 43 X 36 mm boyutlarındadır. 3.3 V ve 5 V olmak üzere iki farklı voltaj seviyesinde çalışabilir. Type I ve Type II olmak üzere iki çeşidi vardır. Tek farkları kalınlıklarıdır. PCMCIA yapısını temel almıştır. Genelde kamera ve PDA’larda kullanılmaktadır. Günümüzde yerini SD kart yapısına bırakmaya başlamıştır.

Hafıza kartlarının karşılaştırmalı olarak önemli parametreleri aşağıdaki tabloda verilmiştir. USB belleklerin yapısı da flash olduğu için tablonun sonunda yer almıştır.


5.1.2. Kart Adaptörleri
Aynı çeşit kartları fiziksel olarak birleştiren aparatlardır. Genelde küçük yapılı kartları büyük soketlere takmak için kullanılır. Örneğin MMCMobile ve RS-MMC kartları, normal MMC kartlardan daha küçük yapılıdır. Bu kartları normal MMC soketlere takmak için aşağıdaki adaptör kullanılır. Benzer Ģekilde SD kart, memory stick ve compact flash hafıza kart çeşitlerini kendi aralarında dönüştüren adaptör çeşitleri bulunmaktadır.


Hafıza Kartları ile İlgili Temel Kavramlar
 Kapasite
Hafıza kartının depolayacağı veri miktarı açısından önemlidir. Birimi GB cinsindendir. Büyük olması depolanacak verilerin büyüklüğünü gösterir.
 Okuma/yazma hızı
Hafıza kartının performansını gösteren en önemli kriterdir. Özellikle kameralarda gerçek zamanlı kaliteli görüntüleri kaydetme ve fotoğraf makinelerinde yüksek çözünürlükte ardışık resim çekme gibi durumlarda hafıza kartının hızı, performansı doğrudan etkilemektedir. Donanımın desteklediği kart çeşitlerinden, okuma yazma hızı en yüksek olanı tercih etmek çok iyi sonuçlar verecektir.
 Güvenlik
Verilerin yazmaya, silmeye ve okunmaya (kopyalama) karşı korumaya sahip olması kişisel veriler açısından önemlidir. Aşağıdaki tabloda hafıza kartlarının kullandığı DRM çeşitleri gösterilmektedir. Tabloda geçen secureMMC, MagicGate, CPRM yapıları verileri şifrelemek ve şifrelenmiş verileri açmak için kullanılan tekniklerdir. Böylece izinsiz olarak verilere ulaşmak imkânsız olmaktadır. Hafıza kartlarının destekledikleri güvenlik parametrelerinin yer aldığı tablo aşağıda yer almıştır.


5.2. Kart Okuyucular
Hafıza kartlarını okumak ve yazmak için kullanılan donanım birimleridir. Çeşitli arabirimlere sahip hafıza kartlarını, USB arabirime çevirerek tıpkı flash bellek gibi kullanımına imkân verir.
5.2.1. Kart Okuyucu Çeşitleri
 Tek kart okuyucu
Herhangi bir kart çeşidine ait sadece tek bir kartı destekleyen cihazlardır.


Tek seri kart okuyucu
Kart çeşitlerinden bir çeşide ait tüm kartları okuyan cihazlardır. Örneğin sadece Memory Stick versiyonlarını destekleyen kart okuyucular.
 Çoklu kart okuyucu
Birden fazla kart çeşidini ve onların alt modellerini destekleyen cihazlardır. Bunlar “9 in 1”, “23 in 1” gibi isimlendirilmelerle belirtilir. Günümüzde hemen hemen tüm kart çeşitlerini destekleyen okuyucular bulunmaktadır.


NOT: Bazı hafıza kartlarında entegre USB arayüzü ve soketi olduğu için bu tip kartların okunması için hafıza kartı şart değildir. Aşağıda USB ve SD arayüze sahip bir hafıza kartı görülmektedir.

5.2.2. Kart Okuyucular ile İlgili Temel Kavramlar
 Desteklenen kart adedi
Kart okuyucunun desteklediği kart çeşitleri ne kadar çok olursa o kadar iyidir. Çoklu kart okuma desteği bulunan okuyucular “xx in 1” şeklinde bir parametreye sahiptir. xx parametresi desteklenen kart çeşidini göstermektedir. Örneğin 21 in 1 parametresi 21 çeşit kartın desteklendiğini (okunup yazılabileceğini) göstermektedir.

USB Tipi
Bilindiği üzere kart okuyucular bilgisayara USB arayüzü ile bağlanır. USB bağlantı hızını gösteren sınıfları en üst seviyede (USB2.0/3.0) olursa kart okuma/yazma performansı yüksek olacaktır. Fakat eski bir bilgisayar kullanılacaksa USB1.0 veya USB1.1 destekli bir kart okuyucu almak gerekecektir.
5.3. Flash Bellekler
Flash bellekler verileri kalıcı olarak depolayan taşınabilir, birçok ortam tarafından desteklenen ve kullanılan hafıza birimleridir. Bellekler üzerinde verilerin saklanma süreleri sonsuz değildir. Bu süre tipik olarak 10 yıl civarındadır. Bu hafıza çeşitleri başta bilgisayarlar olmak üzere; cep telefonları, cep bilgisayarları, kameralar, televizyonlar, fotoğraf makineleri ve müzik setleri gibi birçok dijital cihazda kullanılmaktadır. Günümüzde disketlerin ve kısmen CD-ROM’ların yerini almasındaki en büyük etkenler kapasitelerinin büyüklüğü, daha uzun ömürleri, küçük olmaları, gün geçtikçe ucuzlamalarıdır. Bu bellekler elektrikle yazılıp silinebilen belleklerdir. Hafıza çeşitlerinden EEPROM’dan farkları, yazma ve silme boyutunun byte değil daha büyük bloklar hâlinde olmasıdır. Günümüzde flash belleklere “usb bellek” isimi de verilmektedir. Uyumlu olduğu donanıma göre içerdiği dosya sistemi değişiklik gösterebilmektedir.


5.3.1. Flash Belleklerin Yapısı ve Çalışması
Flash hafıza yapısı en küçük bilgi olan bitlerin içerisinde depolandığı en küçük hafıza hücreleri dizisinden oluşur. Bu dizinin satır ve sütunları vardır. Satır ve sütunların her bir kesişiminde transistörler vardır. İnce bir oksit tabakası bu transistörleri birbirinden ayırır. Elektrik yükü prensibi ile çalışır. Oksit tabakası yükün boşalmasını engellediği için veriler yıllarca saklanabilir. Oksit tabakası yazma/silme işlemlerinde zamanla işlevini yitirir. Flash bellek diye adlandırılan hafıza çeşitleri USB arabirimini destekleyen yapıya sahiptir. Bilgisayarların USB portlarına takılarak kullanılır. Markası ne olursa olsun yapıları ve kullanım biçimleri değişmez. Windows işletim sistemi, bu bellekleri otomatik olarak tanımaktadır. Günümüzde flash bellekler artık bootable (işletim sistemi yerleştirme) özelliği ile de kullanılabilmektedir.


5.3.2. Flash Belleklerle İlgili Temel Kavramlar
 Kapasite
Tüm hafıza çeşitleri gibi flash belleklerde veri depolama büyüklüğü kapasite ile ilgilidir. Kapasitesi birimi GB cinsindendir. Değeri kadar veri depolar.
 İşletim sistemi desteği
Birçok bellek Linux, MacOsX v10.1.2, WinXP SP1, SP2, WinVista ve Win 7 işletim sistemleri ile sorunsuz çalışmaktadır. Bazı üreticiler bu işletim sistemleri için flash bellek ile uyumlu sürücülerini bir cd veya internet üzerinden kullanıcılara sunmaktadır. Bazı üreticiler ise bu desteği vermemektedir. Flash bellek alırken kullanmanız muhtemel işletim sistemlerine uyumlu olmasını göz önünde bulundurmanız gerekmektedir.
 Bağlantı hızı
Flash bellekler USB portlara bağlandığı için desteklenen USB arabirim hızı (versiyonu) iletimin bant genişliği açısından önemlidir. USB konusunda değinildiği gibi USB nin 1.0, 1.1, 2.0, 3.0 gibi tipleri bulunmaktadır. Flash bellekler süper hızlı moda günümüzde 3.0 tipini kullanmaktadır.
USB 3.0 (ya da süper hızlı USB) bir önceki USB 2.0′a göre performans ve güç yönetimi açılarından çok önemli avantajlar sağlıyor. USB 2.0′da bağlantı dört telli bir yapı ile sağlanırken USB 3.0′ın bağlantısı dokuz tel ile sağlanmakta ve çok ciddi bir hız farkı oluşmasına yol açıyor.
Daha anlaşılır bir ifadeyle GB’larca veriyi USB 3.0 ile transfer etmek sadece saniyeler sürebiliyor.

Okuma/yazma hızı
Flash belleğin performansını gösteren önemli bir parametredir. Okuma yazma hızı yüksek bellekler düşük olanlara göre daha hızlı çalışacaktır. Flash belleklerde yapı gereği okuma hızı her zaman yazma hızından daha büyüktür. Birimi MB/sn. veya GB/sn. cinsinden ifade edilir. Yüksek olması iyi bir seçim olur.
 Güvenlik
Verilerin başta kopyalama olmak üzere çevresel faktörlerden ısı ve suya düşme güvenliğine de sahip olması gerekmektedir. Bazı model flash belleklerin kendisine ait donanımsal veya yazılımsal veri şifreleme teknikleri bulunmaktadır. Ayrıca her belleğin optimum çalışma sıcaklığı ve suya düşmeleri durumunda hasar görmeyecek şekilde tasarlanmışlardır.
Flash bellek ve diğer türdeki hafıza kartlarının usb portlarda kullanımı sırasında yapılan işlem bittiğinde işletim sistemi araç çubuğu üzerinden donanımı güvenle kaldır seçeneği kullanıldıktan sonra çıkartılmasına dikkat ediniz. Aksi takdirde hafıza kartı ya da belleğinizin chip ya da bellek yapısının bozulmasına ve bir daha çalışmamasına sebep olabilirsiniz.
Hafıza kartları ve flash bellekler virüs, trojan ya da zararlı yazılımların taşınması ve bulaştırılması için çok elverişli ortamlar olduklarından sisteme eklendikten sonra bir virüs programı ya da komut istemi kipinde taranarak içeriğinin kontrol edilmesi iyi olabilir.

20 Aralık 2011 Salı

4. GÖRÜNTÜ İŞLEME CİHAZLARI

4.1. Tarayıcı (Scanner)
Kitap, dergi, gazete, fotoğraf gibi çeşitli basılı dokümanlarda bulunan renkli veya siyah beyaz yazıları, resimleri bilgisayar ortamına aktarmak için tarayıcılar kullanılmaktadır.
Tarayıcılar, dokümanın ince bir satır hâlinde ışıklandırılıp yansıyan ışığın algılanması prensibi ile çalışır. Algılanan ışık seviyeleri sensör tarafından gerilime dönüştürülerek ADC üzerinden sayısala çevrilip bilgisayara aktarılır. Burada sensörün boyutları ve ADC’nin çözünürlüğü taranan materyalin kalitesi açısından önemlidir. Işık kaynağı doğrusal ve tek boyutlu bir yapıya sahiptir. Tarayıcı içerisinde CCD optik algılayıcı, yansıyan ışığı CCD üzerine toplayan lens, yansıyan ışığı CCD üzerine taşıyan aynalar ve tüm bu sistemi yatay düzlemde ileri geri hareket ettiren step (adım) motor barındırır.


4.1.1. Tarayıcı Çeşitleri
Tarayıcılar değişik türlerde karşımıza çıkabilmektedir. Çok fonksiyonlu yazıcılarda tümleşik olarak bulunan tarayıcılar, sadece tarayıcı özelliği olan ve genellikle A4 boyutundaki kâğıtları tararken kullanılan tarayıcılar (flatbed) ve küçük boyutlardaki belgelerde tarama işlemini gerçekleştirebileceğiniz el tarayıcıları mevcuttur.


4.1.2. Tarayıcıların Bağlantıları
Tarayıcıların hangi bağlantı noktası üzerinden bilgisayara bağlandığı, verilerin tarandıktan sonra bilgisayara gönderilmesi aşamasında önemlidir. Bağlantı noktasının bant genişliği ne kadar yüksekse aktarım o kadar hızlı gerçekleşir. Günümüzde paralel port, SCSI, USB ve firewire arayüzüne sahip tarayıcılar bulunmaktadır.

4.1.3. Tarayıcılarla İlgili Temel Kavramlar
 Çözünürlük
Birimi dpi (dot per inch=inç başına nokta sayısı) ile belirlenir. Bu değer ışık algılayıcı CCD sensör üzerindeki algılayıcı nokta sayısını belirler. Tarayıcılarda, çözünürlük arttıkça taranan resim büyür. Çözünürlük arttıkça adım motor daha küçük adımlarla dönerek resmin daha ayrıntılı taranması sağlanır. Çözünürlük arttıkça resme ait bilgi de artar. Fotoğraf kalitesinde bir resim için en az 300 dpi, baskı kalitesi için ise 72 dpi değerleri yeterli olmaktadır. Ama günümüzde bu değerlerden çok daha büyük (1200 dpi, 2400 dpi, 4800, 9600 dpi…) çözünürlüğe sahip tarayıcılar bulunmaktadır. Tarayıcılarda yatay ve düşey çözünürlük beraber kullanılarak çözünürlük belirtilir. 1200x2400 dpi, 4800x6400 dpi gibi.
Tarayıcılarda iki tip çözünürlük vardır. Bunlardan biri, donanım; diğeri, yazılım çözünürlüğüdür. Burada önemli olan donanım çözünürlüğüdür. Çözünürlüğün yazılımla artması; donanımın elde ettiği piksellerin arasına yazılımla piksel eklenmesi (interpolasyon) ile gerçekleştirilir. Tarayıcı seçerken çözünürlüğün donanımın desteklediği çözünürlük olarak dikkate alınması gerekir. Çok küçük nesneler, yüksek çözünürlükte taranırsa elde edilen resimlerde gözle görülür bozulmalar gözlemlenmiştir.
 Renk derinliği (bit derinliği)
CCD sensör, algıladığı ışık seviyesini gerilime dönüştürmektedir. Tabiatta renkler, beyaz ve siyah arasında dağılım göstermektedir. Renk derinliği, algılanan ışık seviyesinin beyaz ve siyah arasında kaç farklı renkten biri olacağını belirler. Renk derinliği ne kadar fazla ise taranan resim o kadar gerçekçi olacaktır. Aslında bu değer, tarayıcı içerisindeki ADC (analog dijital çevirici)’nin çözünürlüğüdür. Örneğin bir tarayıcının renk derinliği 2 bit olsun. 22=4 yapar. Yani algılanan ışık seviyesi siyah ile beyaz dâhil 4 farklı renkten birisinin değerini alacaktır. Siyah ve beyaz tarama yapan bir tarayıcının renk derinliği 1 bittir. Taranan resimdeki tüm farklı renkler 21=2 farklı renkle oluşturulur. Bu renkler de siyah ve beyazdır. Günümüzde 24, 32, 48, 64 ve 96 bitlik renk derinliğine sahip tarayıcılar bulunmaktadır. 24 bit değeri bile aslında yüksek bir değerdir. Renk derinliği daha çok renkli fotoğrafların taranmasında önem arz etmektedir. Siyah beyaz doküman veya renk ayrım hassasiyeti o kadar önemli olmayan durumlarda renk derinliği düşük olan tarayıcı tercih edilebilir. Yüksek çözünürlükte taranmış bir resmi aynı kalitede görüntülemek için kullanılan ekranın da en az o kadar çözünürlüğe sahip olması gerekir. Günümüzde henüz 96 bit çözünürlüğe sahip ekranlar bulunmamaktadır.
4.2. Kameralar
4.2.1. Dijital Kameralar
Dijital kameralar vasıtası ile fotoğraf çekip bunları bilgisayara aktarabilir ya da fotoğraf yazıcıları yardımı ile baskı yapabilirsiniz.

Dijital fotoğraf makineleri, elektroniğin temelini oluşturan direnç değişimlerini esas alarak çalışır. Her malzemenin değişik durumlarda farklı dirençleri vardır. Kimisi nem oranıyla değişim gösterir, kimisi sıcaklıklar, kimisi de üzerine düşen ışığın frekansıyla değişim gösterir. Dijital fotoğraf makineleri de tamamen ışığın frekansını algılayan oldukça ufak fakat içerisinde günümüz teknolojisinde 15 milyondan fazla piksel barındırabilen panellerle çalışır. Bu pikseller son teknoloji ile her renge hassasiyet gösterebilir hâle gelmiştir, yine de mükemmel değillerdir.

Işık panele düştükten sonra fotoğraf makinesinin içerisinde yer alan mikroişlemcilere yine önceden yüklenen ve her ışığın frekansına karşılık gelen direnç değerinin belirtildiği program yardımıyla her pikseldeki renk hızlıca tespit edilir ve işlenip resim oluşturulduktan sonra bu seferde LCD ekran üzerine düşürülerek kullanıcıya sunulur.

Işın bu panel üzerine gelmeden önce merceklerle odaklanır. Görüntünün fotoğraf makinesinde olduğundan daha parlak görünmesinin sebebi, ışın kırıcı gözlüklerde olduğu gibi bir tabaka ile kaplanarak renklerin bazı tonlarının elekten geçirilmesidir. Bu da daha parlak bir görüntü sağlar. Işın panel üzerine düştüğünde merceklerle görüntü tam sığdırılmış ve oldukça netleştirilmiş olur. Nasıl bir mercekle bir yere bakarken ya da merceğin bir kâğıt üzerine tutulup kâğıt yakılmak istendiğinde uygun odak uzaklığını bulmak için mercek ileri geri hareket ettirilir ya da dürbünle uzaklara bakıldığında görüntüyü netleştirmek için dürbünün mercek ayarlarıyla oynanır, fotoğraf makinesinin merceği de aynen öyledir.
4.2.1.1. Dijital kameralarla ilgili temel kavramlar:
 Çözünürlük
Her karede kaç piksel olduğunu gösteren bu değer çektiğiniz fotoğrafın kalitesini belirlemektedir. Çözünürlük değerinin yüksekliği kaliteyi artıracaktır ancak fotoğrafın hafızada kapladığı alanı da artıracaktır. Çözünürlük değerleri sensör tipinin çözünürlük değerleridir. Fotoğraf makinelerinde CMOS ve CCD sensör olmak üzere iki tip sensör kullanılmaktadır. CCD daha çok enerji harcar, kolay ısınır, daha temiz ve kaliteli görüntü elde eder. CMOS ise daha az enerji harcar, ucuzdur, kolay üretilir fakat daha az kaliteli görüntüler elde eder.
 Genişleme yuvası
Dijital kameraların çözünürlükleri yüksek fakat iç hafızaları düşük olduğundan fotoğraf çekme kapasiteleri tamamen hafıza kartlarına bağlıdır. 6 MP’lik bir resim yaklaşık 2,7 MB alan kaplayacaktır. Bu durumda 32 MB iç hafızası olan bir makine ile 11 tane resim çekebilirsiniz. Fakat bu cihaza 1 GB’lik hafıza kartı takarsanız çekebileceğiniz fotoğraf sayısı 380’e çıkacaktır. Hafıza kartları çeşitli türlerde olabilmektedir. Önemli olan cihaz hangi türde kartı kullanabiliyorsa o türde kart takmaktır. Secure digital (SD), compact flash (CF), multi media card (MMC) ve memory stick gibi farklı türlerde hafıza kartları bulunmaktadır.
 Yakınlaşma (zoom) özelliği
Yakınlaşma özelliği optik ve dijital olmak üzere iki çeşittir. Optik yakınlaştırma, mercek ile yapılan gerçek yakınlaştırmadır. Merceğin biri görüntüyü yakınlaştırıp bir noktada odaklarken diğeri gelen görüntünün ilk mercekten geçtikten sonra ters dönmesinden dolayı hem görüntüyü düzeltir hem de gözün görebileceği şekilde odaklar. Tabi ki zoom miktarı arttıkça mercek sayısı ve hareket kabiliyetleri değişim gösterebilir. Ayrıca objektiflerdeki geniş açı da yapılan zoomla değişmektedir. Bu da fotoğrafınıza sığdırmak istediğiniz kare, siz zoom yaptıkça küçülüyor demektir. Optik yakınlaştırma resimde kalite kaybı oluşturmaz. Dijital yakınlaştırma ise yazılımsal yakınlaştırma dır. Kalite kaybına neden olur. Dolayısı ile bir fotoğraf makinesi alırken en önemli husus dijital zoom oranının yüksekliğinden ziyade, optik zoom oranının yüksekliğidir. Dijital yakınlaştırmanın diğer adı “interpolasyon”dur. Yazılım ile görüntüyü oluşturan pikseller arasına, tahminî piksel değerlerini oluşturarak resmi büyütmek anlamına gelir. Yazılım, kullandığı algoritmaya göre ara değerleri tahmin eder. Ara değer tam olarak bilinemediğinden resmin kalitesinde bozulma olur. Mümkün olduğu sürece dijital yakınlaştırmanın kullanılması önerilmez.
Diyafram
Diyafram; kullanıcının gündüz veya gece, güneşli ya da kapalı havalarda en ideal fotoğrafı çekmesine imkân tanır. Diyaframın özelliği, mercek üzerine düşen ışığın miktarını, kapanıp açılarak ayarlayabilmesidir. Diyafram ışık yoğunluğunun fazla olması durumunda kapanır, az olması durumunda da açılarak genişler. Bu sayede kullanıcı, güneşli ve parlak bir havada da gece karanlıkta da benzer netliği yakalar.

4.2.2. Dijital Video Kameralar
Dijital video kameralar vasıtası ile hareketli görüntüleri kaydedip görüntüler üzerinde çeşitli işlemler yapabilir ve bunları televizyon, projeksiyon gibi cihazlar vasıtası ile direkt olarak izleyebilirsiniz.


Standart televizyon kamerası üç ana parçadan oluşur. Bunlardan birincisi lenstir. Lensler ve diğer optik elemanlar haricî optik sistem olarak da adlandırılır. İkinci parça ise görüntü aygıtlarıdır. CCD veya pickup tüp şeklinde olabilir. Bunlara dâhilî optik sistem de denir. Üçüncüsü ise LCD ekrandır. Kameranın ürettiği görüntüyü görmemizi sağlar.
Tüm dijital video kameralar aynı temel prensiple çalışır. Bu, optik görüntünün elektrik sinyaline, daha sonra televizyon aracılığıyla tekrar görünebilir hâle dönüştürülmesidir.
Objeden yansıyan ışık lens tarafından toplanıp görüntü aygıtına (CCD veya pickup) toplanan ışığı odaklar. Görüntü aygıtı ışığı video sinyaline dönüştürür. Bu sinyal daha sonra tekrar işlenerek ekran görüntüsü oluşturulur.

4.2.2.1. Dijital video kameralarla ilgili temel kavramlar:
 Kayıt ortamı
Video kameralar MiniDV, DVD ve HDD gibi ortamlara kayıt yapabilmektedir. DVD ortamına yapılan kayıtları bilgisayar ve DVD okuyucularda doğrudan kullanabilirsiniz. Fakat DVD ortamına yapılan kayıtlarda, çekilen kayıt üzerinde düzenleme yapmak istediğinizde yapılan kayıt DVD üzerinde yapıldığından düzenleme yapamazsınız. Mini DV (kaset)’lerde 90 dakikaya kadar tek yüzlü DVD’lerde 60 dakikaya kadar kayıt yapılabilir. HDD ortamı kullanan kameralarda ise sabit diskin kapasitesine bağlı olarak bu süre değişecektir. Sabit diskli kameraların fiyatları Mini DV ve DVD ortamına kayıt yapan kameralara göre daha yüksektir.
Kasetlere (mini DV) yaptığınız kayıtları MPEG kartı denilen görüntü aktarma kartları ile bilgisayar ortamına aktarabilirsiniz. DVD ya da HDD ortamına yaptığınız kayıtları ise avi, mpeg, mov gibi farklı formatlara dönüştürebilirsiniz.

Lensler
Lenslerin temel işlevi görüntü aygıtının önünde küçük ve temiz bir görüntü üretmektir. Genellikle video kameralar değişebilir odak uzaklıklı lenslere sahiptir.
Lenslerin temel nitelikleri;
1.Odak uzaklığı,
 2.Odak noktası,
 3.Lens açıklığı,
 4.Alan derinliğidir.
Lenslerde odak uzaklığı, üretilecek görüntünün ne kadar dar veya geniş bir alanın çerçeve içerisine alınacağı konusunda belirleyicidir. Ayrıca odak uzaklığı, nesnenin / nesnelerin ne kadar büyük / küçük görüneceğini de belirler.
Lensler,
 Geniş açılı (narrow angle),
 Dar açılı (wide angle),
 Normal
 Değişebilir odak uzaklıklı (zoom) olmak üzere sınıflandırılabilir.
Geniş açılı bir lens, geniş bir görüş açısı sağlar. Geniş açılı lenslerde, perspektif yığılmalar açısından nesne / nesneler birbirlerine gerçekte olduğundan daha uzak algılanır. Bu sebepten geniş açılı lenslerde kameraya yapılan yatay hareketler gerçekte olduğundan yavaş, kameraya dikey yapılan hareketler ise gerçekte olduğundan hızlı algılanır.
Dar açılı lenslerde ise durum geniş açılı lenslerdekinin tam tersidir. Dar açılı bir lens dar bir görüş açısı sağlarken perspektif yığılmalar açısından nesneler birbirlerine olduğundan daha yakın görünür. Bundan dolayı kameraya yapılan yatay hareketlerde nesne gerçekte olduğundan hızlı, dikey hareketlerde ise gerçekte olduğundan yavaş algılanacaktır. Normal lensler ise perspektif yığılmaları insan gözünün gördüğüne yakın veren lenslerdir. Bir lensin geniş, dar veya normal açılı olmasını belirleyen filmin köşebentleri ve odak uzaklığıyla ilgilidir.
Zoom lens, değişebilir odak uzaklığı sayesinde dar ve geniş açılı lensin özelliklerine sahiptir.
4.2.3. Bilgisayar Kamerası (Webcam)
Bilgisayara resim ve görüntüyü aktarmak için kullanılan donanım birimidir. WebCam ile evde video ve resimler çekmek, ayrıca internet alt yapısını kullanarak görüntülü konuşmak mümkündür. Bunun için birçok üretici WebCam üzerine tümleşik olarak mikrofon koymaktadır. WebCam’ler USB port üzerinden bilgisayara bağlanır. Nadiren de olsa güvenlik amaçlı kullanılabilir.


WebCamler’de görüntüyü yakalamak için optik sensörler kullanılır. Sensörlerin üzerinde binlerce küçük optik (ışık) algılayıcı vardır. Bu algılayıcılar dışarıdan gelen ışığı elektriksel işarete dönüştürdükten sonra sayısala çevirip bilgisayara gönderir, böylece görüntü elde edilir. Bir sensör üzerinde ne kadar çok algılayıcı varsa görüntüye ait o kadar çok ayrıntı algılanabilir.
WebCam’ler kullanılan sensör tipine göre CMOS ve CCD olmak üzere ikiye ayrılır. CCD daha çok enerji harcar, kolay ısınır, daha temiz ve kaliteli görüntü elde eder. CMOS ise daha az enerji harcar, ucuzdur, kolay üretilir fakat daha gürültülü (görüntü üzerinde istenmeyen noktacıklar) ve daha az kaliteli görüntüler elde eder.
4.2.3.1. WebCam’lerle ilgili temel kavramlar:
 Çözünürlük
Sensör üzerindeki algılayıcı miktarını gösterir. Mega piksel (MP) olarak değerlendirilir. Ne kadar çok olursa o kadar iyi ve ayrıntıların yer aldığı görüntüler elde edilir. Günümüzde gerçek sensör çözünürlüğü maksimum 1.3MP civarı çeşitli WebCam’ler bulunmaktadır. Resim ve videoların ayrı ayrı çözünürlüğü vardır. Genelde resimlerin çözünürlüğü videolara göre daha yüksektir fakat bazen aynı olabilmektedir. Videolarda çözünürlüğün az olmasının nedeni saniyede alınan görüntü sayısını artırmaktır. Pahalı kameralarda video çözünürlüğü ve saniyedeki görüntü sayısı çok daha iyi olmaktadır.
 Gece aydınlatmalı LED ışıklar
Gece görüntü almaya yardımcı çeşitli sayıda LED lambalara sahip WebCam’ler, aydınlığı düşük ortamlarda daha iyi görüntüler elde etmek için kullanılabilir.


Zoom (Büyütme)
Görüntüyü daha da büyütmek için gerekli bir özelliktir. 4x, 10x gibi değerler alır. Örneğin 4x değeri, görüntüyü 4 kat büyütebilir demektir.
 FPS (Frame per second)
Webcam’in saniyede yakaladığı görüntü sayısını gösterir. Ne kadar çok olursa görüntü ve video kaydı o kadar mükemmel olur. Günümüzde 15, 30, 60 gibi fps oranlarına sahip WebCam’ler vardır.

13 Aralık 2011 Salı

YAZICI (PRINTER)

Bilgisayarda hazırladığınız yazı, hesap tablosu, resim ve benzeri içerikleri kâğıda dökmek amacıyla kullanılır. Yazıcıları bilgisayarınıza USB veya LPT bağlantısı kullanarak bağlayabileceğiniz gibi kablosuz bağlantıyla çalışan yazıcılar kurmanız da mümkündür. Bazı ağ cihazlarının ve ADSL modemlerin üzerinde bulunan yazıcı bağlantı noktası ve cihazdaki yazıcı sunucusunu kullanarak bir yazıcıyı birden çok bilgisayarın aynı anda kullanabileceği ağ yazıcısı olarak da kurabilmektesiniz. Yazıcılar renkli ve siyah beyaz olarak yazı ve resim basabilmektedir.
3.1. Yazıcı Çeşitleri


3.1.1. Nokta Vuruşlu (Dot Matrix) Yazıcılar
Yazma işlemi, mekanik olarak mürekkepli bir şeride yazma kafasının vurması ile (daktilo gibi) gerçekleşir. Yazılar diğer yazıcı tiplerine göre daha büyük noktalardan oluşur. Sesli çalışır ve aynı anda karbon kâğıdı kullanılarak birden fazla sayfayı yazabilir. Bu yazıcı seçiminde yazıcı kafadaki pin (iğne) ve kolon sayısı önemlidir. Pin sayısı bir anda kâğıt üzerine bırakılabilecek nokta sayısını gösterir. Kolon sayısı ise bir satırdaki basılacak harf adedini gösterir.
Nokta vuruşlu yazıcılar, sayfa başına düşük yazdırma maliyeti fakat yüksek yazıcı fiyatına sahiptir. Baskı kaliteleri yüksek değildir. Dolayısıyla sadece metin içeriklerini, genellikle de fatura, irsaliye ve makbuz yazdırmada kullanılır. Ev kullanımı için uygun değildir.

3.1.2. Mürekkep Püskürtmeli (Ink Jet) Yazıcılar
Mürekkebin kâğıt üzerine püskürtülme esasına dayalı olarak çalışan yazıcılardır. Yazıcı kafası, üzerinde siyah ve renkli mürekkep kartuşlarını taşır. Yazma sırasında, kâğıdı satırın başından sonuna kadar tarar ve sonra alt satıra geçer. Tarama sırasında mürekkep püskürtülecek noktalara mürekkep, bu kafa tarafından kâğıt üzerine bırakılır. Kartuşlar genelde ısı ile damla oluşturma esasına göre mürekkep püskürtür. Tüp içerisinde ısıtıcının ısınarak basıncı artırıp damlanın dışarı çıkmaya zorlanması ile püskürtme işlemi gerçekleşir. Bu damla çapları ortalama 50–60 mikron çapında ve 8–10 piko litre hacmindedir.
Mürekkep püskürtmeli yazıcılar, günümüzde bulundukları konum itibariyle fotoğraf kalitesinde resimlerden düşük çözünürlüklü siyah beyaz yazılara kadar çeşitli türde baskı yapabilmektedir. Ayrıca yazıcı fonksiyonuna ek olarak bünyesinde fotokopi çekebilme ve resim tarayabilme özelliklerini de barındıran çok fonksiyonlu yazıcı modellerinin sayısı oldukça fazladır. Son yıllarda üretilen mürekkep püskürtmeli yazıcılara “Bluetooth” üzerinden kablosuz bağlantı ile resim gönderebilme, dijital fotoğraf makinenizin hafıza kartını yazıcınıza takarak anında baskı alabilme gibi ilave fonksiyonlar da eklenmiştir. İlk satın alma maliyetleri düşük fakat sayfa başı maliyetleri fazladır.


3.1.3. Lazer Yazıcılar
Lazer yazıcılar, yazım işleminde toner denilen kurumuş mürekkep kullanır. Elektrostatik yükleri üzerinde tutabilen bir tambura sahiptir. Tambur ilk olarak pozitif yüke sahiptir. Lazer ışını bilgisayardan gelen komuta göre istenen noktaları tarayıp negatif yükle yükleyerek elektrostatik baskı resminin negatifini oluşturur. Pozitif yüklü noktalar basılacak şekil, negatif kısımlar ise arkalandır. Toner tambur üzerinde bu noktalara yapışarak kâğıdın yüzeyine yapıştırılır. Daha sonra kâğıt ısıtılarak toner iyice kâğıt üzerinde kalıcı hâle getirilir. Sonrasında ise tamburdaki baskısı biten elektrostatik resim temizlenir.
Lazer yazıcılar, çok hızlı ve fazla miktarda baskı yapmanıza imkân verir. Lazer yazıcıların renkli olanları da vardır. Birim sayfa başına düşen maliyet genelde daha azdır.


3.2. Yazıcıların Bağlantıları
Nokta vuruşlu yazıcılar genellikle LPT portu adı verilen paralel port üzerinden bilgisayara bağlanır.


Mürekkep püskürtmeli ve lazer yazıcılar ise genellikle USB port üzerinden bilgisayara bağlanır.
Gerek lazer, gerekse mürekkep püskürtmeli yazıcıların bir de ağ bağlantısı kurabilen modelleri mevcuttur. Ağ yazıcısı olarak da bilinen bu türlerin kendi üzerlerinde bir NIC (network ınterface card – ağ arabirim kartı) bulunur ve ağa dâhil edilebilir. Böylece ağ yazcıları birden çok bilgisayar arasında kullanıma sunulabilecekleri gibi merkezî olarak da yönetilebilir. Bu tür yazıcılar sayesinde, açık ve yazıcı paylaşımı etkinleştirilmiş bir bilgisayarın sürekli açık tutulması zorunluluğu da ortadan kalkmaktadır.
3.3. Yazıcılarla İlgili Temel Kavramlar
 Çözünürlük
Birim alana bırakılabilecek nokta sayısını gösterir. Birimi inç başına düşen nokta sayısıdır (dpi). Çok olması baskı kalitesini artırır.
Nokta vuruşlu, mürekkep püskürtmeli ve lazer yazıcıdan bize en uygun yazıcıyı seçmek için aşağıdaki tablonun dikkate alınması gerekmektedir.

6 Aralık 2011 Salı

Hungarian notation (Macar notasyonu): 


Macar notasyonu diye bilinen bu notasyon diğer notasyonların atası olarak kabul edilmesi itibariyle,günümüzde geçerliliği azalmıştır. 


 DOS’un ilk çıktığı zamanlarda Microsoft’un şef direktörü Charles SIMONYI tarafından geliştirilen bu tanımlayıcı isimlendirme notasyonunun temelinde,ismin önüne tipini yazarak aktif isimlendirmeyi sağlamaktır.  Örnek verecek olursak, bir boolean flag için “bFlag” isimlendirmesi uygun bir isimlendirme şeklidir. String olarak strFirstName,integer olarak  iNumberOfDays uygun isimlendirmelerdir. 


Bu isimlendirmenin getirdiği faydalar artık modern programlama ortamlarının geliştirilmesiyle ortadan kalkmıştır. Çünkü,mesela .Net gibi bir ortamda bir değişkenin tipi zaten kodun her yerinde bellidir,bundan dolayı ismi uzatmaya gerek yoktur. Yani,bu notasyonun günümüzde kullanımı artık azalmıştır.


Ayrıca  ortamların desteklediği tür sayısı günden güne arttığından bu tür bir isimlendirmeye gitmenin bayağı bir güç olacağı açıktır. Bu türün Extended Hungarian Notation,Modified Hungarian Notation ,Simple Hungarian Notation Hungarian Notation türleri bulunmaktadır. 
2. GÖRÜNTÜLEME BİRİMLERİ
2.1. Monitör
Monitör, bilgisayar içerisindeki bilgilerin kullanıcıya aktarılması amacıyla kullanılır.


2.1.1. Monitör çeşitleri
Monitörler yapılarına göre CRT (Cathode Ray Tube), LCD (Liquid Crystal Display),
plazma ve LED olmak üzere 4’e ayrılır. Bilgisayar monitörlerinde genellikle CRT ve LCD
ekranlar kullanılırken Plazma ve LED ekranlar daha çok televizyon ekranı olarak
kullanılmaktadır. Ancak özellikle yeni üretilen laptop modellerinde LED ekranlar da
kullanılmaktadır.
 CRT (cathode ray tube) monitörler:
Küçük boyutlarda binlerce kırmızı, yeşil ve mavi fosfor kaplı tabakadan oluşan bir
ekrana, elektron demetinin çarptırılmasıyla görüntü oluşturulur. Elektron demeti fosfor
tabakaya çarpmadan önce ince metal bir maskeden (shadow mask veya aperture grill)
geçirilir. Amaç elektronları aynı noktaya odaklamak ve başıboş elektronların ekran üzerinde
görüntüyü bozmalarını engellemektir. Shadow mask, küçük deliklerden oluşan şekildeki ince
film tabakadır. Üreticiler tarafından shadow mask a rakip olarak çıkarılmış maske
yöntemidir. Düşey doğrultuda küçük tellerden oluşur.
Burada daha az bozulma olmaktadır. Birçok aperture gril ekran düz (flat) şeklindedir.
Aşağıdaki şekilde CRT monitörlerin çalışma prensibi gösterilmektedir.


LCD (liquid crystal display):
LCD ekran, plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin ışığı yansıtması ilkesi ile çalışır.
LCD ekranlarda kullanılan sıvı kristaller, gerilim uygulandığında düz biçimde sıralanır.

Gerilim verilmediğinde ise sıvı kristallerin en üst tabakası ile en alt tabaka, 90 derece kıvrılmış şekilde dizilmiştir. Bu duruma twisted nematics (TN) denir. TN durumdaki sıvı kristaller içerisinden geçen ışık, polarizatör içerisinden geçebilir. Polarizatörün görevi kendisine gelen ışığı duruma (yatay veya dikey) göre geçirmek veya absorbe etmektir. Şekilde a polarizatörü dikey, b polarizatörü de yatay şık demetlerini geçirmektedir. Elektrotlara gerilim uygulandığında ise TN yapı bozularak dikey ışık demeti yatay forma girmediğinden polarizatör üzerinden karşı tarafa geçemeyecektir.

Bazı LCD ekranlarda hareketli görüntüler bulanıktır. Bu durumda ekran tepki süresi önemlidir.

Plazma ekranlar:
CRT monitörlerin çalışmasına benzer bir yöntem kullanırlar. İki cam arasında düzgün dağılmış, içerisinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu binlerce fosfor kaplı hücreler vardır. Elektrotların farklı gerilimle şarj edilmeleriyle hücre içerisine, iyonize edilmiş gaz üzerinden akım girişi olur. Bu akım UV fotonlarının oluşmasına neden olan, yüksek hıza sahip yüklü parçacık hareketine neden olur. UV fotonlar fosfor tabakaya çarparak fosfor atomlarını yüksek enerji ile yükler. Bu enerji atomların ısınmasına neden olur. Sonrasında ise atomlar görülebilir sahip olduğu enerjiyi, ışık fotonu şeklinde ortama yayar.


LED ekranlar:
LED ekranlar aslında LCD ekran olarak da düşünülebilir. Light-emitting dioedes (LEDs) olarak da bilinen LED ekranlar arkadan aydınlatmalı bir LCD ekrandır.

LED TV’lerdeki büyük yenilik aslında ekran teknolojisinde ya da görüntü sinyalini ileten elektronik ekipmanlarda değil, arka aydınlatma sisteminde gerçekleşmiştir.

LED TV’lerde, LCD ekranlarda arka aydınlatma olarak kullanılan floresan lamba yerine bir dizi LED (light-emitting dioede / ışık yayan diyot) kullanılır. Ekrandaki görüntüyü oluşturan her bir piksel için ışık, bu LED’ler aracılığıyla gönderilir. Bu nedenle de daha net ve aydınlık bir görüntü sunmaktadır.
LED TV’lerde arka aydınlatma olarak kullanılan LED’lerin bulundukları yerlere göre LED TV’lerin ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. Bunlar doğrudan aydınlatma ve kenardan aydınlatma olarak bilinir.
Her iki teknolojinin de kendisine özel avantajları bulunur. Doğrudan aydınlatma kullanıldığında çok yüksek kontrast oranlarına ulaşılabiliyorken kenardan aydınlatma teknolojisinde de çok ince tasarımlar yapabilmek mümkündür.

2.1.1.1. Ekranların birbiri ile karşılaştırması:
CRT ekranların en büyük dezavantajları kapladığı alan, gözleri fazla yorması ve harcadığı güçtür. Bu gibi dezavantajlarından dolayı ekran boyutları artırılmak istendiğinde CRT monitörler hiç de iyi seçim olmayacaktır.

Doğrudan aydınlatma teknolojisini kullanan LED TV’lerde kullanılan LED sayısı ve kontrol ettikleri bölgenin büyüklüğü, görüntü kalitesini doğrudan etkiler. Kenardan aydınlatma teknolojisi maliyetleri düşürdüğü için bu teknolojiyi kullanan LED TV’lerin fiyatı daha uygundur.
Sonuçta her iki aydınlatma teknolojisi de standart LCD TV’lerin çok üstünde bir görüntüleme performansı ve enerji tasarrufu sunar.

LCD ekranların CRT ekranlara göre avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
 CRT ekranlara göre daha parlak ve yüksek çözünürlükte görüntü sunar.
 LCD ekranlarda ekranın nokta aralıklarını göremezsiniz.
 LCD televizyonlar göz yormazlar, aksine odaklama sorunu olmadığından daha keskin ve net görüntü sunarlar.
 LCD ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
 İzleme açıları dardır. En iyi izleme açısı için tam karşıdan bakmak gerekir. Yan açılardan bakıldığında renkler değişir, siyah kısımlar parlama yapar.
Gerçek kontrast oranları düşüktür. Bu nedenle beyaz ve siyah arasındaki renk geçişleri iyi değildir.
Siyah rengi hiçbir zaman tam siyah olarak göstermezler. Görüntüyü detaylı göstermez. Bu yüzden karanlıkta geçen filmleri izlemek keyif vermez.
 Hareketli görüntülerde hareket eden kısımda netliğin bozulması sorunu ile karşılaşılabilir.
 Plazmalara oranla çok daha az renk tonu verir. Tam insan ten rengini yakalayamaması gibi.
 Yüksek ışıklı ortamlarda ekran yansıma yapabilir.
 Plazma ekranların avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
 Sınırsız izleme açısı vardır. Yan açılardan dahi mükemmel netlikte izleme imkânı sunar.
 LCD ve LED ekranlarda olmayan, gerçek kontrast oranına sahiptir. Gerçek siyah renkler, çok detaylı görüntü gibi.
 LCD ve LED ekranlardan daha fazla renk sayısına sahiptir.
Hareketli sahnelerde anlık resim yenileme ve tepki süresiyle LED ve LCD Tv’lerden 1000 kat daha hızlıdır.
Ortam ışığında ve güneşli havalarda LCD ve Led TV’lerden çok dahi iyi görüntü verirler.
600 Hz’e varan görüntü yenileme hızına sahiptir (Led ve Lcd TV’lerde maksimum yapay olarak 200 Hz’dir.).
Tepki süresi 0,001 (Led ve Lcd TV’lerden 1000 kat daha hızlı görüntü oluşturma)dir. Bu nedenle hareketli görüntülerde asla bulanıklaşma olmaz. Bilgisayar oyunu meraklıları için en iyi seçim plazma TV’lerdir.
 Parlaklık plazma ekranlarda 1.500 cd/m² iken Led ve Lcd Tv’lerde 500 cd/m² civarındadır.
 Plazma ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
 Güç tüketimleri diğer ekran türlerine göre daha yüksektir.
 Kullanım ömürleri LCD ekranlara göre daha düşüktür.

Plazma ekranlarda, ekrandaki görüntü sabit kaldığında fosfor maddesinde oluşan iyon etkisi plazmanın parlaklık ömrünü azaltır. Bunu önlemek için alınan ISM adındaki koruyucu önlem ile sabit bir görüntü ekrana uzun süre yansıdığında aktifleşerek ekran parlaklığını kademe kademe düşürüyor. Bu işlem devam ederse 10 dakika içinde ekran parlaklığı yarı yarıya düşüyor. Ancak işlem yavaş gerçekleştiği için göz bu durumu algılayamıyor. ISM teknolojisi sayesinde plazma ekranların kullanım ömrü uzuyor.
 LED ekranların avantajlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
 LED kullanımının ilk büyük avantajı, gelen görüntü bilgisinde siyah olan bölgelere ışık sağlayan LED’lerin kapatılarak tam siyah görüntü elde etmek için önemli bir başarı elde edilmesidir.
 LED ekranların ikinci büyük avantajı gösterilen renk miktarındaki artıştır. Standart LCD TV’lerde mevcut renklerin % 70 ile % 75’i gösterilebilirken LED TV’lerde bu oran % 85’e kadar çıkabilmektedir. Bu da daha canlı görüntüler elde edilmesi için büyük bir avantaj sağlar.
 LED ekranların üçüncü önemli avantajı ise enerji tasarrufu konusundaki başarısıdır. Işık kaynağı görüntüye göre kontrol edilebildiği ve açılıp kapatılabildiği için çok ciddi boyutlarda enerji tasarrufu sağlanır. Örnek vermek gerekirse 106 ekran bir LCD ekran ortalama 200 watt güç tüketirken aynı boyuttaki bir LED ekranda bu rakam ortalama 80–90 watt civarına kadar düşebilir.
 Ekrana yansıtılacak olan görüntüde siyah bölgelere ait LED’ler kapatılarak çok yüksek kontrast oranlarına ulaĢılabilir. Bu da görüntü netliğinde belirgin bir artış elde edilmesini sağlar.
 Standart bir LCD ekranda 1:10.000 ile 1:50.000 arasında kontrast oranları elde edilirken bir LED ekranda 1:2.000.000 ile 1:5.000.000 arasında kontrast elde edilebilir.
 LED ekranların dezavantajlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz:
 Led ekranlar diğer ekran türlerine göre daha pahalıdır.
 Kullanım ömürleri ekran türlerine göre daha düşüktür.





2.1.2. Monitör Bağlantıları
Ekranlar, ekran kartlarına bağlandığına göre bağlantı noktaları arasında uyumluluk olması gerekir. Günümüzde DVI ve D-SUB tipi çıkışlar vardır. Ekran kartı DVI çıkışa sahipse daha iyi resim kalitesi sunduğu için DVI çıkıĢlı bir ekran karı alınmalıdır. Çünkü DVI dijital olarak çalışır ve dolayısı ile analog çevrime gerek kalmaz. Bilinmelidir ki analogdan dijitale veya dijitalden analoga çevrim yapılırken veriler azda olsa bozulmaktadır. S Video çıkışı televizyon, video, DVD player gibi cihazların bağlanması amacı ile kullanılmaktadır. HDMI standardı, gelişmiş ve yüksek tanımlı video ile çok kanallı ses sinyallerinin tek kablo üzerinden taşınmasını destekler. HDMI girişine uydu alıcınızı, “DVD player”ınızı, müzik ve ses sistemlerinizi, televizyonlarınızı bağlayabilir ve yüksek kalite ses ile görüntü aktarımı sağlayabilirsiniz.

2.1.3. Monitörlerle İlgili Temel Kavramlar
Çözünürlük
Ekranların çıktıları (resim, video, program ara yüzü…) gösterirken kullanacağı nokta sayısını gösterir. Bu noktalara piksel denmektedir. Örneğin gösterilecek bir resim için ekranın çözünürlüğü ne kadar büyük olursa resim daha fazla ayrıntıyla gösterilir. Yaygın çözünürlük değerlerinden 800x600, 1024x768, 1280x1024 değerleri vardır. Masaüstü bilgisayarlarda yaygın olarak 800x600 ve 1024x768 değerleri kullanılmaktadır. Çözünürlük azaldıkça ekrandaki resimler daha büyük ve kalitesiz görülecektir.

Ekran boyutu
Ekranın köşegen uzunluğunu (bir köşesinden diğer köşesine olan uzaklığını) gösterir. inç olarak ifade edilir. 17, 19, 21, 23, 101… gibi değerler vardır. Ekran boyutu için LCD ekranlarda görülebilir alan (kasa hariç) kastedilirken CRT ekranlarda kasa dâhil edilmektedir.
Not: 1 inç = 2.54 cm değerindedir.
 İki piksel arası uzaklık (dot pitch)
Ekranda iki piksel arası en yakın uzaklığı belirler. Uzaklığın az olması daha fark edilebilir, keskin renk geçişlerinin olduğu görüntüler anlamına gelir. Günümüzde 0.21, 0.24, 0.25, 0.27, 0.28 mm gibi değerler vardır.

En/boy oranı (aspect ratio)
Ekranın en ve boy oranlarını gösterir. Genelde bu oran 4:3’tür. Mesela 1024x768 çözünürlüğe sahip bilgisayarda en boy oranı 4:3’tür. Ama günümüzde 16:9, 16:10 gibi oranlar da mevcuttur. 16:9 oranına “widescreen” (geniş ekran) ekran denilmektedir.


Ekran tazeleme oranı (refresh rate)
Ekranın baştan aşağıya saniyede taranma sayısını gösterir. Başka bir deyişle ekrandaki görüntünün saniyedeki oluşturulma sayısıdır. Düşük orana sahip ekrandaki görüntüler titrer ve dolayısıyla kullanıcının gözünü yorar. Günümüzdeki hemen tüm CRT ekranlar NEC firmasına ait MultiSync özelliğine sahiptir. Bu özellik ekranın farklı tazeleme ve çözünürlük değerlerine sahip olabileceğini gösterir. Ekran tazeleme oranı hertz türünden ifade edilir. Örneğin 70 hertz değeri, ekranın saniyede 70 defa tarandığını ya da diğer bir ifade ile ekrandaki görüntünün saniyede 70 defa tekrarlandığını belirtir.
Ölü pikseller
Ölü pikseller görüntü değiştiği hâlde rengi değişmeyen ekran üstündeki noktalardır (piksel). Özellikle LCD ekranlarda bazı pikseller özelliğini üretim aşamasında yitirebilmektedir. Bu durumda ekranın belirli noktaları görüntü içerisinde göze batmaktadır. Birçok üretici ölü piksellerin birkaç adedini garanti kapsamına dahi almamaktadır. LCD ekran almadan önce mutlaka ölü pikseller açısından kontrol etmek yararlı olur.


Tepki süresi
Özellikle LCD ekranların seçiminde önemlidir. Bir pikselin istenen rengi alması için geçen süre onun tepki süresidir. Ekranlardan bu sürenin az olması istenir. Tepki süresi hızlı değişen video ve oyun sahnelerinde hayalet görüntülerin oluşmaması için önemlidir. Daha net görüntüler elde etmek için düşük tepki süresine sahip LCD ekranlar alınması gerekir.

Görüş açısı
Ekrana belirli bir açıdan bakıldığında oluşan renk kaybıdır. CRT ve plazma ekranlarda görüş açısı daha iyidir.


2.2. Projeksiyon Cihazları
Bilgisayar veya televizyon ekranındaki görüntüyü daha da büyüterek perdeye ya da duvara yansıtan görüntü cihazlarıdır. Genelde sunum ve ev sinema sistemlerinde kullanılır. Film keyfi ve daha çok kişi ile iletişim kurmak için bulunmaz bir imkândır.

2.2.1. Projeksiyon Cihazı Çeşitleri
Projeksiyon cihazları LCD, LED ve DLP diye üç farklı yapıya sahiptir. Yaygın olarak üretilen ve kullanılan tipler LCD ve DLP çeşitleridir. Projeksiyon cihazlarında duvardaki görüntüyü oluşturmak için kullanılan ışık kaynağı yüksek güçlü lambadan oluşur. Kullanılan lambanın ömrü ve gücü, projeksiyon cihazı seçimi açısından önemlidir.

LCD
LCD projeksiyon cihazlarının yapısında, RGB için 3 adet cam LCD panel vardır. Üç adet (RGB) LCD panellerden geçen ışık, dikroik prizma ile tekrar görüntü, lens üzerinden duvara yansıtılır. Yapıda kullanılan dikroik (iki renkli) ayna lambanın ışığını kırmızı, yeşil ve mavi bileşenlere ayırmak için kullanılır. Renk ve görüntü, kırmızı ve mavi ışığın yansıması ve yeşil ışığın aynen geçirilmesi ile oluşturulur. Bu üç aynanın taban camı, sadece çok özel bir dalga uzunluğunun ışığını yansıtan ince bir film ile kaplanmıştır. Dikroik prizma ise ışığı kırmızı, yeşil ve mavi bileşenlere ayıran bir prizmadır. Bu prizma, dikdörtgen bir cisim oluşturmak için dört üçgen çokgenin bir araya getirilmesinden oluşturulur.

DLP
DLP (digital light processing) cihazları ise optik yarı iletken diye bilinen DMD (digital micromirror device) teknolojiyi kullanır. DMD chipleri resimdeki her bir piksele karşılık resim oluşturmak için ışığı yansıtabilen binlerce küçük alüminyum ayna parçacıklarından oluşur. Aynalar ±10-12o kendi başlarına hareket edebilmektedir. Burada amaç gelen ışığı lense veya lens dışına göndermektir. Resim sanki küçük karelerden oluşmuş bir yapıya bürünür. Her bir resim parçası (piksel), ayrı bir ayna parçasının üzerindedir. Ayna parçalarının sayısı çözünürlüğü belirler. Siyah beyaz bir resim oluşturulurken ışık kaynağından gelen ışığı, birim zamanda daha çok yansıtan ayna beyaz bir noktanın, daha az yansıtan ayna ise koyu bir noktanın oluşumuna sebebiyet vermektedir. Renkli bir resim oluşturulurken hızla dönen renk filtresinden geçen ışık renklere (RGB) ayrılarak DMD yardımıyla lens üzerine yansıtılır.
 Led projeksiyon:
Led projeksiyon teknolojisinin görünen en büyük avantajı uzun projeksiyon lamba ömrüdür. Led projeksiyon cihazlarına biçilen ortalama lamba ömrü 30.000 saattir. Bu LCD ve DLP projeksiyon cihazlarındaki 3.000-4.000 saatlik ortalama değerler düşünüldüğünde inanılmaz bir avantaj olarak gözüküyor (Hele ki 250 Eur’lardan başlayan projeksiyon yedek lamba fiyatlarıyla birlikte ele alındığında.). LED projeksiyon teknolojisinin bahsedebileceğimiz diğer avantajı ise projektörün oldukça küçük olan boyutları olabilir. Lambanın ısınma sorunu olmadığından güçlü bir fana ihtiyaç duyulmamakta, bu da cihazın boyutlarının oldukça küçülebilmesine olanak sağlamaktadır.
Led projeksiyon teknolojisinin dezavantajlarına bakacak olursak: Çok düşük olan ışık gücü değerinden söz etmemiz gerekir. Şu anda satılmakta olan LED projektörlerin 150-160 ansi lümen gibi ışık gücü değerleri bulunmakta ki bu da 2000 ansi lümenden baĢlayan LCd ve DLP projeksiyonlara çok düşük kalmaktadır. Bu seviyelerdeki bir ışık gücü ile ancak çok karanlık ortamlarda ve çok büyük olmayan ebatlarda sağlıklı görüntü alınabilmektedir. Bu da çok önemli bir eksik olarak ortaya çıkmaktadır. Bir diğer konu da maliyetlerin aynı seviyelerdeki DLP ve LCD projektörlere göre biraz daha yüksek olmasıdır. Ama bu lamba maliyeti göz önüne alındığında rahtlıkla kapatılacak bir fark olarak gözüküyor.

LCD ve DLP projeksiyonları karşılaştıracak olursak;
DLP projeksiyon cihazları; pikseller arası yakın olduğu için pikseller arası koyu noktaların olmadığı daha iyi bir görüntüye, daha iyi kontrasta sahiptir; daha az bakım (tozlanmaya karşı) ister ve daha portatiftir. Bunun yanında renk doygunluğu düşüktür. Ayrıca DLP mimariye sahip projeksiyon cihazları genelde daha hafif ve daha küçük boyutlara sahiptir.
LCD projeksiyonlar ise renk doygunluğu daha iyi, renk geçişleri keskindir. Fakat ölü pikseller, biraz daha kabadır ve görüntüde meydana gelen pikseller arası boşluklar dezavantajlarıdır.

2.2.2. Projeksiyon Cihazının Bağlantıları
Bir projeksiyon cihazında bilgisayara bağlanması için VGA çıkışı, televizyon ya da kamera gibi aygıtlara bağlamak için S-Video çıkışı, ses çıkışları, USB cihaz bağlamak için USB bağlantı noktası, network ortamından cihaza erişim için ethernet çıkışı, dijital kamera,fotoğraf makinası gibi cihazların bağlanması için RCA Audio / Video çıkıĢları gibi pek çok çıkış bulunmaktadır.

2.2.3. Projeksiyon Cihazı ile Ġlgili Temel Kavramlar
 Çözünürlük
Ekranda gösterilecek grafik ya da filmlerin gösterim kalitesini doğrudan etkileyen bir özelliktir. Görüntünün kaç noktadan oluĢacağını belirler. Görüntüyü oluĢturan nokta miktarı arttıkça daha çok ayrıntı gösterilebilir. Böylece çözünürlük arttıkça görüntü kalitesi artar. Günümüzde 1920x1080, 1280x1024, 1024x768, 800x600 gibi çözünürlük değerlerine sahip projeksiyon cihazları bulunmaktadır.
 Lamba (ampul) ömrü
Gerekli aydınlatmayı sağlayan ampulün belirli bir ömrü vardır. Ampul işlevini yitirirse yenisi ile değiştirilmek zorundadır. Ampul, toplam projeksiyon maliyetinin yaklaşık yarısı olduğu için önemlidir. Uzun ömürlü olması her zaman iyidir. Günümüzde 1000-10000 saat arası ampul ömrüne sahip projeksiyon cihazları vardır.
Parlaklık (ışık şiddeti)
Projeksiyon cihazının yaydığı görülebilir ışık miktarı ile ölçülür. Birimi ANSI lümendir. Gerekli ışık miktarını belirlemek için salon büyüklüğü, izleyici sayısı, ortamdaki
ışık gibi durumlar parlaklık seçimi açısından önemlidir. Günümüzde 700- 5000 ANSI lümen ışık şiddetine sahip projeksiyon cihazları bulunmaktadır.